Kabilin, Habil’ i öldürüp kaçmasından birkaç yıl sonra, Hz. Adem‘in Şit adında bir çocuğu dünyaya geldi.Hz. Adem’in diğer çocukları hep biri kız biri erkek olmak üzere ikiz doğmuştu. Yeni doğan çocuk ise tekti, ikizi yoktu. Cenabı Hak onu, Habil’e bedel vermişti. Hz Adem’in vefatından sonra yerine oğlu Şi
Ninova Musul toprakları içinde bir şehirdi. Asurlular bu şehri kendilerine başkent yapmışlardı. Ninova’da doğan Hz Yunus bu bölge halkına peygamber gönderilmişti.Peygamber olduğunda 30 yaşında bulunuyordu. Yunus peygamber İbni Metta adıyla meşhurdur. Bir riayete göre metta, Hz Yunus‘un babasının, diğer bir riayete g
Bir gün bir aşık sevgilisinin kapısına gidip kapıyı çalınca sevgili içerden seslendi.“Kapıyı kim çalıyor, kim o!Aşık cevap verdi:“Ey yüce sevgili kapına gelen benim, ben zavallı sadık kölen.” dedi.Sevgili kızarak bağırdı.“Çekil git kapımdan sen daha olgunlaşmamışsın. Bu sofra
Hz Musa buzağıya tapanlardan birine şöyle dedi. Benden bunca mucize görmene ve benim böylesine güzel huylu olmama rağmen Peygamberliğim hakkında yüzlerce şüphen vardı.Sizi firavundan kurtarmak için denizi yardım, kırk yıl gökten yemek indi, duam bereketi ile taştan ırmak aktı. Buna rağmen senin şüphe ve vehimlerin azal
Kuran okuyan biri mülk süresinin son ayetini okuyordu. Yani suyu kaynağından keser, yerin derinliklerinde gizler, kup kuru bir hale getirirse, Allah-u Teala’dan başka kim getirebilir ayetini.Aşağılık ve hor bir felsefeci okulun yanından geçerken bu ayeti duydu, hoşuna gitmedi. Dedi ki:-Suyu kürükle biz çıkarırız, b
Mahallenin çocukları Nasreddin Hoca'ya muzip bir şaka yapmak istemişler. Plânlarını kurmuşlar. "Hoca'yı ağaca çıkaralım. Pabuçlarını alıp uzaklaşarak biraz şaka yapalım" diye düşünmüşler. Hoca'nın yoldan geçeceği saatlerde, uçurtmalarını büyükçe bir ağaca taktırmışlar. Hoca'yı beklemeye başlamışlar. Hoca or
Mahallenin çocukları Nasrettin Hoca’nın geldiğini görürler.Ona güzel bir şaka yapmak isterler.Yere oturup ayaklarını üst üste koyarlar.İçlerinden biri:– Hey Nasrettin Hoca! Ne olur bize yardım et.Ayaklarımızı karıştırdık.Kimse kendi ayağını bulamıyor, der.Nasrettin Hoca da,– Öyle mi? Biraz bekleyin,
Nasrettin Hoca bir gün Konya çarşısında dolaşırken,– Şu dükkandan bir çift ayakkabı alayım diyerek içeri girer.Güzel bir çift ayakkabı beğenir.Dükkan sahibi tam da ayakkabıyı sararken fikrini değiştirir. Hoca:– Aslında ayakkabılarım o kadar da eskimedi.İyi mi ben ayakkabı değil, bir gömlek alayım. Haydi,