Aslan ormandaki hayvanları sarayına davet etmiş. Hem onlarla tanışmak, hem de ormanın sorunlarını konuşmak istiyormuş.İçeri ilk olarak içeri giren ayı saraydaki kokuyu beğenmemiş. Eliyle burnunu tutup yüzünü buruşturmuş. Ağzından da “Öffff çok pis kokuyor.” Sözleri dökülmüş. Aslan bu işe çok kızmış. Sarayın
Geyiğin biri kendini görmüş deBir kaynağın tuttuğu aynada,Güzel boynuzlarına hayran olmuş;Ama ardından pek üzülmüşÇöp gibi bacaklarını görünce;Eriyip gidecekler neredeyse suda.-Bir şu başa bak, bir de şu ayaklara,Demiş geyik, baktıkça dertlenerek;Alnımda yükselen güzelim ormanıBu sıska bacaklar mı gezdirmel
Ormanlara korku salanŞahların şahı aslan,Kocamış, yatalak olmuş,İninde içini çeker dururmuş«Hey gidi günler, hey» diye.Dünkü uşakları başlamışOnun güçsüzlüğüyle güçlenmeğe;Önünde titriy enler üstüne yürümüş:At gelmiş çifte atmış böğrüne,Kurt gelmiş kıçını ısırmış,Öküz gelmiş boynuz
İki katır yürüyormuş yan yana,Biri yulaf yüklüymüş, biri para:Köylülerden tuz vergisi toplamışlar,Koca bir heybe dolusu mangır.Para yüklü katırda bir çalım, bir çalım,Başı havalarda,Boynunda çıngırak şıngır mıngır:Zenginim zengin der gibi, sağa sola.Derken eşkıyalar sökün etmiş;Doğru vergi kat
Aslan, Eşek ve Tilki birlikte avlanmaya çıkmışlardı. Her ne avlarlarsa, aralarında pay edeceklerdi. Anlaşmanın şartlarına da hepsi uyacaklardı. Kocaman besili bir geyik ele geçirdiler, aslan pay etme işini eşeğe verdi. Eşek düşündü, taşındı, anırdı ve bin bir güçlükle geyiği üç eşit parçaya ayırdı. Aslan eşeği
Yaşlı bir tilki, ama dişlilerden,Bir hayli tavuk, tavşan yemişlerden,Tuzağa tutulmuş sonunda; ve nasılsa kurtulmuş.Kurtulmuş ama, kuyruğu da bırakmış kapanda. Utancından ölecek… Ne yapsın? İstemiş bütün tilkiler de ona benzesin… Bir kurultayda söz almış:– Tilkiler, demiş, bir şey sorayım size: Bu kuyruk da
Geyiğin biri ormanda geziniyormuş. Çok susamış; derenin başına gitmiş. Suya başını daldırınca bir de ne görsün?Boynuzları çok gösterişli, bacakları ise incecik bir geyikmiş. Koca koca boynuzları hoşuna gitmiş, ama bacaklarını hiç mi hiç beğenmemiş.Geyik boynuzları ile böbürlenip bacaklarıyla yerinirken arkasınd
Günlerden bir gün bay karga konmuş bir dalaKoca bir peynir ağzında.Tilki peynirin kokusunu almış gelmiş:— Günaydın, Sayın Karga, demiş;Bu ne güzellik böyle:Bakmaya doyamıyorum size.Şu tüylere bakın, pırıl pırıl;Sesiniz bilmiyorum nasıl;O da renginiz kadar güzelseNe yalan söyleyeyimBu ormanda güzel yok