Nasreddin Hoca , yeni öğrencilerine [mollalarına] dünya ve ahireti genel anlamı ile anlatmaya, kavratmaya çalışmış."Ahiret hayatımızın tarlası dünya hayatımızdır. Burada kazanırken usulüne uyarsak orada da biriktirmiş oluruz. Herkes önceden, buradan ne gönderdi ise orada karşılığını bulur. Hiç bir işimiz, amelimiz
Mahallenin çocukları Nasreddin Hoca'ya muzip bir şaka yapmak istemişler. Plânlarını kurmuşlar. "Hoca'yı ağaca çıkaralım. Pabuçlarını alıp uzaklaşarak biraz şaka yapalım" diye düşünmüşler. Hoca'nın yoldan geçeceği saatlerde, uçurtmalarını büyükçe bir ağaca taktırmışlar. Hoca'yı beklemeye başlamışlar. Hoca or
Kasabanın en zenginlerinden olan Murat ağa, kendisinin çok akıllı olduğu için servet sahibi olduğunu sanırmış.Cumadan cumaya camiye gelirmiş. Caminin yakınında, etrafı sağlam taş duvarlarla çevrili, içinde çok çeşitli meyve ağaçları olan büyük bir bahçe içinde, üç katlı kocaman bir evi varmış.Süslü ve pahal
Kasabalılar, Nasreddin Hoca'ya Kadı'dan yakınmışlar : "Kadı efendi çok menfaatçi bir adam. Aynı suça bazen beraat, bazen de çok ağır ceza veriyor. Hak hukuk tanımıyor, nereden menfaati varsa o taraftan oluyor. Münafık bir adamdır. Bundan nasıl kurtuluruz" demişler.Hoca durumu mülki amirlere bildirmişse de, onları pek inan
Timur, bir gün fillerinden birini Nasrettin Hoca’nın köyüne gönderir. File iyi bakılmasını emreder.Fil, köylülerin tarla ve bahçelerine girer. Her şeyi yiyip bitirir. Köylüler ne yapacaklarını şaşırırlar.– Bu koca fil yüzünden her şeyimiz mahvoldu. Ne yapsak da ondan kurtulsak, diye düşünmeye başlarlar.Sonunda
Nasrettin Hoca bir gün Konya çarşısında dolaşırken,– Şu dükkandan bir çift ayakkabı alayım diyerek içeri girer.Güzel bir çift ayakkabı beğenir.Dükkan sahibi tam da ayakkabıyı sararken fikrini değiştirir. Hoca:– Aslında ayakkabılarım o kadar da eskimedi.İyi mi ben ayakkabı değil, bir gömlek alayım. Haydi,
Uzak diyarlarda, insanlarla kelebeklerin bir arada yaşadığı sevimli bir ülke varmış. Bu ülkede güzel mi güzel bir Kraliçe yaşarmış.Kraliçe, ülkesinin ve halkının samsun escort rahatı için çalışırken hem sarayını hem de güzeller güzeli kızı Sarina’yı ihmal ediyor, onunla yeterince ilgilenemiyormuş. Kraliçe,
Nasrettin Hoca fıkralarının en güzel örneklerinden olan Kuyuya Düşen Ay Fıkrası.. Keyifle okumanız dileğiyle..Günlerden bir gün, gecelerden bir gece Hoca Nasrettin, kuyudan su çekmeye karar vermiş. Elinde kovası, bahçedeki kuyunun başına gelmiş. Tam kovayı sarkıtacağı sırada, kuyunun içinde Ay’ı görmüş:– Eyvah!..