Bir zamanlar, bir yılan ile yengeç bir derede karşılaşmışlar. Yengeç pek iyi niyetliymiş. Yılanla dostluk kurup iyi geçinmek istiyormuş, yılana karşı hiç de kötü düşüncelere sahip değilmiş; ama yılan bu.. Hiç rahat durur mu? Hep sinsi sinsi düşünceler içerisinde;– “Bir fırsat bulsam da bu yengeci soksam!” diy
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zamanların birinde, kendinden başkasını sevmeyen bir çocuk varmış. Dünyadaki en güzel, en iyi insan benim diyormuş. Aynaların bozuk olduğunu, kendisini aslından farklı gösterdiğini düşünüyormuş.Talih bu ya.. Her zaman insanın peşinden koşar. Nereye gitse talihi de peşinden gidiyormuş. T
Bir gün, Aslan kırda dolaşırken bir ses duymuş. İrkilmiş:— Nedir acaba? demiş. Kim bilir, belki de çok yaman bir hayvandır. Sesine baksana, ne gürültülü! Benden baskın çıkar da şuracıkta paralayıverir beni! Neme gerek, sineyim, bekleyeyim, Canımı kurtarırım hiç olmazsa.Beklemiş. Bir de ne görsün? Bir kurbağa!
Kurdun biri bir tarladan geçiyormuş, boydan boya arpa görmüş. Kurt ne yapsın arpayı? Yiyemez ki! Bırakıp gitmiş. Yolda Önüne bir at çıkmış. Onu görünce: “Ben de seni arıyordum/’ demiş; “şurada arpa buldum, ama yiyemedim, sana sakladım, bayılırım senin dişlerinin gıcırtısına. Gel, sen ye, ben de seyredeyim.” At
Aslan yan gelmiş yatmış, hor hor uykuya dalmış. Sıçanın biri deliğinden çıkmış. Başlamış aslanın üzerinde oynayıp cirit atmaya. Aslan uyanmış, tedirgin tedirgin bakınmış;-Ne oluyor üstümde diye aranıyorken kapı önünden geçen bir tilki aslanın bu durumunu görünce, hemen taşı deliğine koymuş, aslanı alaya al
Bülbül meşe dalına konar, şakır şakır öter dururmuş. Atmaca duymuş sesini.-Aman ne güzel, demiş. Açlıktan karnım zil çalıyor; şu bülbülü yiyeyim de açlığımı dindireyim.Sektirmeden çullanmış bülbüle, kıskıvrak yakalamış.Bülbül:-Bırak beni atmaca kardeş, demiş. Benden ne olur sana? Bir lokmacı
Günlerden bir yaz günü aslan su içip serinlemek amacıyla bir su başına gelmiş. O sırada yabandomuzu da suya eğiliyormuş. Aslan:– Çekil bakalım da suyumuzdan içelim, ” demiş.– Ne demek çekil?, demiş yabandomuzu. Biz hayvan değilmiyiz? Bizde su içmez miyiz? Amma şey asıl sen çekil!“Sen çekil, hayır sen çek
Tilki cenaplarını bilirsiniz, pek kurnazdır kendileri. Hele bir de yemek gördüler mi, kurnazlıkları iki kat olur. Bir gün, ormandaki bir ağacın dalında neşeyle dans eden bir karga varmış. Karga çok mutluymuş, çünkü ağzında kocaman bir peynir parçası varmış, karga bulduğu peyniri yiyeceği için çok ama çok mutluymuş.