Biri , Hocaya evinin darlığından, evindeki sıkıntıdan bahsederek çare söylemesini ister.Hoca adamı sükûnetle dinler :- " Şimdi evine git. Keçiyi içeriye al" der.Adam , ertesi gün yine Hoca'ya gelir.- "Aman hocam keçiyi içeriye alınca sıkıntım azalacağına daha da arttı".der.Hoca Adamı gene sükûnetle dinler ;
Nasreddin Hoca , yeni öğrencilerine [mollalarına] dünya ve ahireti genel anlamı ile anlatmaya, kavratmaya çalışmış."Ahiret hayatımızın tarlası dünya hayatımızdır. Burada kazanırken usulüne uyarsak orada da biriktirmiş oluruz. Herkes önceden, buradan ne gönderdi ise orada karşılığını bulur. Hiç bir işimiz, amelimiz
Mahallenin çocukları Nasreddin Hoca'ya muzip bir şaka yapmak istemişler. Plânlarını kurmuşlar. "Hoca'yı ağaca çıkaralım. Pabuçlarını alıp uzaklaşarak biraz şaka yapalım" diye düşünmüşler. Hoca'nın yoldan geçeceği saatlerde, uçurtmalarını büyükçe bir ağaca taktırmışlar. Hoca'yı beklemeye başlamışlar. Hoca or
Kasabalılar, Nasreddin Hoca'ya Kadı'dan yakınmışlar : "Kadı efendi çok menfaatçi bir adam. Aynı suça bazen beraat, bazen de çok ağır ceza veriyor. Hak hukuk tanımıyor, nereden menfaati varsa o taraftan oluyor. Münafık bir adamdır. Bundan nasıl kurtuluruz" demişler.Hoca durumu mülki amirlere bildirmişse de, onları pek inan
Nasreddin Hoca bir yaz günü yolculuk ederken, öğle vaktine doğru bir hayli susar. İlerde bir göl görür. Şöyle kana kana su içmeyi düşünerek gölün kenarına gelir, avucunu doldurur, hızla bir kaç yudumyutar; amma midesi bulanır, tükürmeye çalışır. İlk defa karşılaştığı bir su olan Acıgöl'ün sodyum sülfatlı s
Timur, çok sinirli ve sert bir hükümdarmış. Köylüler ona bir eşek hediye etmek istemişler. Nasrettin Hoca’ya gitmişler.– Hoca’m, içimizdeki en akıllı ve en cesur kişi sensin. Şu eşeği bizim adımıza Timur’a götürür müsün, demişler.Hoca, köylülerin isteğini kabul etmiş. Eşeği alarak Timur’a götürmüş. T
Mahallenin çocukları Nasrettin Hoca’nın geldiğini görürler.Ona güzel bir şaka yapmak isterler.Yere oturup ayaklarını üst üste koyarlar.İçlerinden biri:– Hey Nasrettin Hoca! Ne olur bize yardım et.Ayaklarımızı karıştırdık.Kimse kendi ayağını bulamıyor, der.Nasrettin Hoca da,– Öyle mi? Biraz bekleyin,
Nasrettin Hoca bir gün Konya çarşısında dolaşırken,– Şu dükkandan bir çift ayakkabı alayım diyerek içeri girer.Güzel bir çift ayakkabı beğenir.Dükkan sahibi tam da ayakkabıyı sararken fikrini değiştirir. Hoca:– Aslında ayakkabılarım o kadar da eskimedi.İyi mi ben ayakkabı değil, bir gömlek alayım. Haydi,