Keloğlan ve Konuşan Halı
Keloğlan ve Konuşan Halı – Keloğlan Masalları
Eski Pazardaki Sır
Bir gün Keloğlan, köyün pazarına inmiş.
Cebinde sadece üç bakır akçesi varmış ama morali yerindeymiş.
— “Belki ucuz bir şey bulurum da anama hediye götürürüm,” demiş.
Pazar kalabalıkmış. Baharatlar, oyuncaklar, meyveler… ama Keloğlan’ın parası yetmemiş.
Tam geri dönecekken köşede yaşlı bir amca, yere serilmiş yıpranmış bir halının üstünde durmuş:
— “Gelene geçene bereket, bu halı konuşur, akıl verir, sır taşır!”
Herkes gülüyormuş, dalga geçiyormuş.
Ama Keloğlan durmuş, yaşlı adama bakmış.
— “Bu halı konuşuyorsa, bana ne der ki?”
— “Denemesi bedava,” demiş amca, “Ama anlamak için kalbin temiz olacak.”
Keloğlan gülmüş, son üç akçesini vermiş ve halıyı almış.
Halının İlk Sözleri
Eve döndüğünde halıyı odasına sermiş.
Yatmak için uzandığında bir ses duyulmuş:
“Sen, beni duyanlardan mısın?”
“Ben… Konuşan Halı’yım.”
Keloğlan gözlerini dört açmış, sesin geldiği yere bakmış ama kimse yok.
— “Gerçek misin?”
— “Sen duyduğuna inanırsan gerçek olurum.”
O gece sabaha kadar sohbet etmişler. Halı, bilgeymiş. Masallar anlatır, hayat dersi verirmiş.
Keloğlan her gece halıdan bir öğüt alırmış:
Sabır, dürüstlük, paylaşmak, hırsın zararları…
Köyde Sorun: Kuruyan Dere

Bir süre sonra köydeki tek dere kurumuş.
Tarlalar çatlamış, hayvanlar susuz kalmış.
Köy halkı panik içinde imama, muhtara, yaşlılara koşmuş ama kimse çözüm bulamamış.
Keloğlan bir gece halıya sormuş:
— “Sen bilirsin, dere neden kurudu?”
Halı cevap vermiş:
“Dere susuz değil, kırgın. Çünkü köylüler açgözlü oldu.
Herkes kendi tarlasına daha fazla su çekti, ama birlikte paylaşmadılar.
Doğa bunu hisseder, darılır.”
Keloğlan’ın Çağrısı
Ertesi gün Keloğlan köy meydanında durmuş.
Herkesin ortasında yüksek sesle konuşmuş:
— “Ey köylüler! Su değil, kalplerimiz kurudu.
Dere bize değil, biz dereye haksızlık ettik.”
Kimi onu ciddiye almamış, kimi “Yine hayal kuruyor,” demiş.
Ama bazıları başlarını eğmiş.
Keloğlan, dereden su alan kanalları adilce düzenlemeyi önermiş.
Kendi tarlasını son sıraya yazmış.

İlk yağmurdan sonra…
Dere yeniden akmaya başlamış!
Toprak canlanmış, herkes şaşırmış.
Halının Vedası
O gece Konuşan Halı son kez konuşmuş:
“Keloğlan, sen kalbini temiz tuttun.
Duygularını, düşüncelerini adilce paylaştın.
Artık bana ihtiyacın yok.”
Sabah kalktığında halı hâlâ oradaymış, ama bir daha hiç konuşmamış.
Keloğlan, annesine dönmüş ve demiş ki:
— “Ana, bilgelik konuşur… ama sadece dinlemesini bilen duyar.”
Masalın Mesajı
Gerçek bilgelik; görünmeyende, susanda ve paylaşanda saklıdır.
Keloğlan, kendine gülene değil, kendine güvenene kulak verdi.
Ve en büyük çözümler, küçük bir dürüstlükle başlar.Masal oku, yüreğini dinle.