Yağmur Geri Döndü
Yağmur Geri Döndü – Eğitici Masallar
Bir varmış, bir yokmuş…
Yeşilin binbir tonuna bezenmiş, kuş seslerinin yankılandığı bir dağın eteğinde, küçük ama umut dolu bir köy varmış. Bu köyde insanlar toprağa saygıyla yaklaşır, hayvanları kardeşleri gibi görürmüş. Çocuklar ağaçlara sarılır, anneler sebzelerini kendi bahçelerinden toplar, babalar sabah gün doğmadan tarlaya gidermiş.
Ama bir sabah… Her şey değişmiş.
Güneşin Altında Unutulan Köy

Gökyüzü günden güne daha da parlamış ama hiç ağlamamış.
Yağmur, sanki bu köyü unutmuş.
Önce minik çiçekler boyunlarını eğmiş. Ardından dere kenarında oynayan çocuklar çamur yerine kuru taşlarla oynamaya başlamış. Dereler kurumuş, toprağın çatlakları birbiriyle yarışır olmuş.
İnekler su için meğlemeye, tavuklar serin yer bulmak için samanların altına saklanmaya başlamış. Köylüler ilk başta bu durumu geçici sanmış, “Bugün yağmazsa yarın gelir,” demişler. Ama haftalar geçmiş. Güneş durmadan yakmış, kavurmuş, kurutmuş…
Sonra aylar geçmiş. Artık köyde panik başlamış.
Umutsuzluk Rüzgârı – Eğitici Masallar
Muhtar köy meydanında toplanan halkın önünde durmuş, alnından boncuk boncuk terler süzülürken şöyle demiş:
“Dereye taşla vurduk, olmadı.
Kuşlara su koyduk, nafile.
Dua ettik… Ama hâlâ yağmur yok!”
O sırada kalabalığın arkasından incecik bir ses yükselmiş:
“Belki… doğaya sormayı denemeliyiz?”
Herkes döndüğünde Elif’i görmüş. Yedi yaşında, saçlarını iki yandan örmüş bir kız çocuğu… Elinde küçük bir tahta oyuncak taşıyormuş. Gözlerinde korkudan çok merak varmış. Ve içten gelen bir cesaret…
Elif ve Sessiz Çınar
Elif, her gün köyün dışındaki büyük çınarın yanına gidermiş. Bu çınar, dedesinden kalma bir sır gibiymiş onun için.
Bir gün sabah erken kalkmış, fısıltıyla çınara yanaşmış:
“Merhaba, sevgili ağaç.
Neden susuyorsun?
Sen her zaman bana uğultularla cevap verirdin.”
Birden çınarın dalları hafifçe kıpırdamış. Rüzgar yokmuş ama yapraklar dans etmiş.

Ve çok eski, neredeyse unutulmuş bir ses duyulmuş:
“Ben yorgunum Elif… Susuzluktan uykuya daldım. Ama kalbindeki iyilik beni uyandırdı.”
Elif şaşırmış. Ama korkmamış.
Ağaç devam etmiş:
“Eski zamanlarda insanlar doğayla konuşurdu. Rüzgârla dost olur, suyla sır paylaşırdı. Bir yağmur duası vardı… Unutuldu gitti. Ama ben hatırlıyorum.
Eğer saf bir kalpten söylenirse, gökyüzü cevap verir.”
Yağmur Duası Yeniden – Masal Oku
Çınar, Elif’e duayı öğretmiş. Kelimeleri basit ama anlamı derinmiş:
“Ey göklerin nazlı misafiri,
Damlaların umut getirsin.
Toprak nefes alsın,
Canlar can bulsun.
Biz seni sevgiyle çağırıyoruz.”
Elif tüm kalbiyle öğrenmiş. Önce tek başına fısıldamış.
Sonra köye dönüp herkese anlatmış. Çocuklar hemen katılmış.
Yaşlılar başta inanmasa da Elif’in gözlerindeki kararlılığı görünce susmuş.
Köy meydanında herkes bir araya gelmiş. Herkesin kalbinde aynı dilek:
“Yağmur, lütfen geri dön.”

Beklenmedik Misafir
Tam dua bitmişti ki… Gökyüzünde gri bir bulut belirivermiş.
Sonra bir gök gürültüsü…
Sonra ilk damla.
Pıt…
Elif elini uzatmış. Avucuna düşen damlaya bakıp gülümsemiş.
Bir damla, sonra bir tane daha…
Ardından bardaktan boşanırcasına bir sağanak!
Mucizenin Ardından
Toprak mis gibi kokmuş. Ağaçlar yapraklarını sevinçle şakırdatmış.
Hayvanlar su birikintilerinde oynamış.
Çocuklar yalınayak koşmuş.
Köylüler sevinçten birbirine sarılmış.

Ve Elif? O çınarın altına gidip şöyle demiş:
“Teşekkür ederim. Artık yağmuru sadece gökten değil, kalbimizden de çağırmayı biliyoruz.”
Ağaç bir kez daha hafifçe sallanmış. Sanki “Aferin küçük dostum” demiş.
Masalın Öğretisi
Yağmur, sadece gökyüzünden düşen su değildir.
O, kalpten gelen iyi niyetin, doğaya duyulan sevginin cevabıdır.
Bir çocuk, bir dua ve bir umut…
Dünyayı değiştirmeye yeter.