Tilki ile Kaplumbağanın Dostluğu
Tilki ile Kaplumbağanın Dostluğu – Hayvan Masalları
Ormanın En Hızlısı, En Yavaşı
Günlerden bir gün, yemyeşil ağaçların, çiçeklerle dolu çayırların olduğu bir ormanda Tilki Ferit yaşarmış. Ferit, ormanın en hızlı, en kurnaz ve en konuşkan hayvanıymış.
Her sabah uyanır, ağaçların arasında koşturur, diğer hayvanlara hava atar, övünür dururmuş:
— “Beni geçebilecek bir canlı yoktur!”
— “Benim kadar akıllı, çevik bir hayvan daha yoktur!”
Ormanın diğer ucunda ise sessiz, sakin ve her adımı ölçülü olan Kaplumbağa Tulu yaşarmış. Tulu kimseyle yarışmaz, kimseyi küçümsemezmiş. Çiçeklerin yapraklarını siler, nehir kıyısında oturur, doğayı dinler ve içinden dua edermiş.
Tilki Ferit, kaplumbağayı her gördüğünde hafifçe güler, bazen arkadaşlarının önünde onunla alay bile edermiş:
— “Bu hızla gitse, sonbaharda çıktığı yola baharda ancak varır!”
Kaplumbağa ise sadece gülümsermiş.
Dostluk Teklifi – Hayvan Masalları
Bir gün ormanda büyük bir toplantı olmuş. Baykuş Bilge, yeni bir kural açıklamış:
— “Bu ormanda herkesin bir dostu olmalı. Yalnız olanlar, bir dost seçip onunla birlikte vakit geçirecek.”
Tilki Ferit hemen karşı çıkmış:
— “Benim kimseye ihtiyacım yok. Hızlıyım, zekiyim, tek başıma yeterim.”

Ama Baykuş şöyle demiş:
— “Dostluk, sadece yardıma muhtaç olmak değildir. Paylaşmak, anlamak, birlikte öğrenmektir.”
Tüm hayvanlar eşleşmiş. Son kalanlar Tilki Ferit ve Kaplumbağa Tulu olmuş.
Tilki gözlerini devirmiş:
— “Of! En yavaşla eşleşmek de benim başıma!”
Kaplumbağa başını eğmemiş. Sadece şöyle demiş:
— “Belki de hızlı olmak, dostluğu anlamaya yetmez.”
Tehlike ve Gerçek Değer
Ertesi sabah Ferit, Tulu’ya:
— “Haydi göle gidelim. Ama bana ayak uydurabilecek misin?” demiş.
Yolda giderken Ferit önde koşmuş, Tulu ise arkasından yavaş yavaş gelmiş. Ama birden Ferit’in ayağı, yerdeki kuru bir dala takılmış ve bir tilki kapanına yakalanmış. Ayağı sıkışmış, canı yanmış, çırpındıkça batıyormuş.

Ferit bağırmış ama kimse duymamış. Orman sessizmiş. Ancak arkasından sabırla gelen Kaplumbağa Tulu, onun çığlıklarını duymuş.
Hemen yanına varmış, paniklemeden çevreye bakmış. Yanında taşıdığı keskin küçük taşıyla ipin bir kısmını kesmiş. Ama tek başına yetmemiş.
Tulu, Ferit’in başını tutarak şöyle demiş:
— “Sakın kıpırdama. Yardım bulacağım.”
Yavaşça ormanın diğer ucundaki Karınca Topluluğu’na gitmiş. Karıncalar yardım etmiş, birlikte ağı koparıp Ferit’i kurtarmışlar.
Bir Özür ve Gerçek Dostluk
Ferit yerden kalkarken gözleri dolmuş. Ayağı acıyormuş ama kalbi daha çok yanıyormuş. Tulu’nun gözlerinin içine bakmış:
— “Ben seni hep küçümsedim. Ama sen bana hayatımın en büyük dersini verdin. Hızım işe yaramadı, ama senin sabrın beni kurtardı.”
Tulu hafifçe gülümsemiş:
— “Sen hızlıydın ama yalnızdın. Ben yavaştım ama dostlukla yürüdüm.”
Ferit kafasını eğmiş:
— “Bundan sonra birlikte yürüyelim. Hızlı olsam da, seni beklemeyi öğrenirim.”

Tulu cevap vermemiş. Onun yerine nehir kenarında birlikte oturmuşlar. Güneş batarken ilk defa birlikte susmuşlar. Çünkü bazen gerçek dostluk, kelimelerle değil, birlikte susabilmekle kurulurdu.
Masalın Mesajı
Bu masal, hızın değil, sabrın ve anlayışın gerçek dostluğu kurduğunu öğretir.
Her canlının bir değeri vardır. Kimseyi dış görünüşüyle yargılama.
Hayvan masalları, çocuklara gerçek hayatın inceliklerini sevgiyle anlatır.
Ve unutma: Dostluk, birlikte yürümeyi öğrenmektir.